Yaşar Tonta. "‘inet-tr ve ULAKNET’ üzerine," BT/haber (148): 21, 22-28 Aralık 1997.
inet-tr ve ULAKNET
Doç. Dr. Yaşar Tonta
ULAKBİM Başkanı
TÜBİTAK Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM), kuruluşundan bu yana geçen süre içerisinde (19 ay) İstanbul-Ankara-İzmir arasında ATM temelli bir akademik omurga kurarak üniversitelerimizin büyük bir kısmını 60 civarında noktadan bu omurgaya bağlamıştır. ULAKBİM kurulduğunda (Haziran 1996) 128Kbps olan toplam yurt dışı akademik Internet çıkışı kapasitemiz bugünlerde 3Mbps’ye yakındır ve bu kapasitenin daha da artırılması için çalışmalarımız sürmektedir. ULAKBİM’in amacı bütün üniversitelerimizi ve araştırma-geliştirme kuruluşlarımızı ulusal akademik ağa (ULAK-NET) bağlayarak araştırmacılarımızın ve öğrencilerimizin ağa dayalı bilgi hizmetlerinden bir an önce yararlanmaya başlamalarını sağlamaktır.
Ancak bu yazıdan amacımız ULAKBİM çalışmalarını özetlemek ya da ULAKBİM’i savunmak değildir. ULAKBİM yapabildikleri ve yapamadıkları ile ortadadır. Amacımız BT/Haber’de çıkan ULAK-NET çalışmaları ile ilgili bir “haber-yorum” hakkında kamu oyunu bilgilendirmektir.
Sayın Prof. Dr. Asaf Varol BT/Haber’in 1-7 Aralık 1997 (no. 145, s. 8) tarihli sayısında çıkan “inet-tr ‘97 ve ULAKNET” başlıklı köşe yazısında ULAK-NET’i “Hedef” gösterdi. Sayın Varol’un yazısı 21-23 Kasım 1997 tarihlerinde ODTÜ’de düzenlenen 3. Türkiye’de Internet Konferansı programında yer alan ULAK-NET Çalışma Grubu toplantısı ile ilgiliydi.
Çeşitli toplantılarda ve sektör basınında ULAKBİM hakkında yapılan tartışmaları ilgiyle izliyoruz. ULAKBİM çalışmaları hakkında kamu oyunu bilgilendirme fırsatı olarak gördüğümüz bu tür toplantılara elimizden geldiğince de katılmaya çalışıyoruz. Nitekim geçen yıl olduğu gibi bu yıl da inet-tr konferansı çerçevesinde ULAK-NET’le ilgili çalışma grubuna büyük bir memnuniyetle katıldık.
Sayın Varol yukarıda anılan yazısında kendi yönettiği ULAK-NET Çalışma Grubu toplantısında geçen tartışmaları özetleyerek hem okuyucuları bilgilendirmeyi hedeflemekte, hem de ULAK-NET’le ilgili yorumlarını okuyucularıyla paylaşmaktadır. Sayın Varol’un ULAK-NET hakkındaki yorumlarına saygı duyuyorum. Ancak Sayın Varol’un yorumlarına dayanak yaptığı ULAK-NET’le ilgili haberlerin “resmin” tamamını yansıttığı kanısında değilim.
Sayın Varol, gerekli açıklamalar yapılmış olmasına karşın, ULAK-NET’le ilgili sunuş sırasında yaşanan teknik sorunların ULAKBİM’den kaynaklandığını düşünmektedir. Sayın Varol sunuşu yapacak ULAKBİM elemanına atfen de tırnak içinde şunları aktarmaktadır: “...ULAKNET sunusunu yapmak üzere Sayın Serkan Orcan’ı kürsüye davet ettiğimde, Sayın Orcan[ ‘ın] ‘Ne yazık ki slaytları yetiştiremediklerini, bu nedenle elinden geldiğince kısa bilgi verebileceğini’ belirtmesi üzerine...” Sayın Varol’un tırnak içinde verdiği ibarelerden çıkan anlam Serkan Orcan’ın sunuş için kullanacağı slaytları yetiştirememiş olduğudur. Toplantıya katılanların da anımsayacağı gibi, sunuş için bütün hazırlıklar tamamlanmış olmasına karşın projeksiyon cihazının ani bir kararla bir başka salona götürülmesi nedeniyle konuşmacımız zor durumda kalmıştır. İlgililer konuşmacımıza PowerPoint ortamındaki sunuş slaytlarının tepegöz saydamı olarak çoğaltılabileceğini ve böylece sunuşun yapılabileceğini söylemişlerdir. Bunun üzerine diğer konuşmacı davet edilmiş ve tepegöz saydamlarının hazırlanması beklenmiştir. Ancak ne yazık ki tepegöz saydamları organizasyonel bir aksaklık nedeniyle zamanında yetiştirilememiş ve sunuş ertesi güne ertelenmiştir.
Sayın Varol aynı yazısında Prof. Dr. Ufuk Çağlayan’ın söz alarak “kendisinin başlangıçta ULAKBİM Danışma Kurulu’nda görev aldığını, ancak Danışma Kurulu’nun daha ilk toplantısında bu işin bu kurul tarafından yürütülemeyeceğini anladığı için istifa ettiğini, bugün için ULAKBİM’in başarısızlıklarının ortada olduğunu” belirttiğini söylemektedir. Sayın Çağlayan’ın konuşması üzerine söz alanlardan birisi de bendim. Mealen söylediğim şuydu: Sayın Çağlayan birçok platformda bu zamana kadar ULAKBİM Danışma Kurulu’nda bu işten anlayan hiç kimsenin olmadığını söyledi. ULAKBİM’i belli konularda eleştirdi. Ancak belli bazı noktaların bilinmesinde de yarar var. Sayın Çağlayan konunun uzmanı olduğu için bu kurula davet edildi. Kendisi sadece bir defa ULAKBİM Danışma Kurulu toplantısına katıldı. (Sayın Çağlayan’ın katıldığı toplantı Danışma Kurulu’nun ilk toplantısı değildi.) Daha sonra da bu görevinden istifa etti. ULAKBİM olarak yapılan eleştirilerden yararlanmaya çalışıyoruz. Ancak kendisinden başka bu işlerden anlayan kimsenin olmadığını söylemek sorunların çözümüne ne yazık ki çok fazla yardımcı olmuyor. Biz Sayın Çağlayan’ın bilgi ve deneyiminden yararlanıyor olmayı yeğlerdik.
Sayın Varol yazısında bazı üniversite temsilcilerinin ULAKBİM’e eleştiriler yağdırdıklarını, çünkü işe başlarken projenin üniversitelere duyurulmadığını öne sürmektedir. Belleğim beni yanıltmıyorsa bu eleştiriyi getiren sadece Sayın Varol’dur. Hatta Sayın Varol’un üniversitelerle bağlantı kurulmadığını öne sürmesi üzerine söz alarak ULAKBİM’in yaptığı ilk işlerden birisinin üniversitelerin bağlantı gereksinimlerini belirlemek olduğunu, bu amaçla 1996 sonbaharında bütün üniversitelerle iletişim kurulduğunu vurguladım. Üniversitelerin, varsa, bu konudaki şikayetlerini açık açık dile getirmelerini rica ettim. Bunun üzerine toplantıda söz alan herhangi bir üniversite temsilcisinin olduğunu anımsamıyorum.
Sayın Varol yazısının sonunda amacının “‘üzüm yemek değil bağcıyı dövmek’ olmadığını....proje yöneticilerine, bu eleştirileri olumlu değerlendirmeleri ve ileride çözümü zorlaşacak yollarda çaba sarfetmenin ülke çıkarlarına ters düşeceğini, elbirliği ile ideal çözümü aramamız gerektiğini özellikle belirttiğini” söylemektedir.
İyi niyeti ve uyarıları için Sayın Varol’a teşekkür ederiz. ULAKBİM yöneticileri ve çalışanları olarak şimdiye kadar olduğu gibi ülke çıkarları konusunda gerekli duyarlılığı bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz.